Süleymaniye Camii

Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan, yaklaşık 7 yılda tamamlanan bu muhteşem Süleymaniye cami ve içerisinde yer aldığı külliyesi Osmanlı mimarisinin ihtişamını o kadar güzel anlatır ki hayran kalmamak insanın elinde olmaz. Camiye girdiğinizde içinizi önce büyük bir ürperti sonrasında büyük bir huzur kaplıyor. Bu muhteşemlik karşısında cami hakkında her şeyi merak etmeye başlıyor insan. Merak ettikçe ve öğrendikçe daha fazlasını buluyorsunuz. Bu belki tarihimizle gurur duymamızı sağlıyor belki de artık çokta önemsenmeyen  bazı değerleri hatırlamamıza ve sahip çıkmamıza vesile oluyor.

Caminin yapımı ile ilgili anlatılan hikayede ayrı güzel; bir gece Kanuni rüyasında Peygamber Efendimizi görür,birlikte İstanbul’un çeşitli yerlerini gezerler. Bir yerde dururlar ve Peygamber Efendimiz Kanuni’den buraya büyük bir cami yapmasını ister “mihrabı burada, minberi burada olsun” diye yerlerini de gösterir, bu sırada da Kanuni uyanır. Sabah ilk iş Mimar Sinan‘ı huzuruna çağırır. Gördüğü rüyayı ve camiyi anlatmaya başlar. O arada söze giren Mimar Sinan “Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun” diye Peygamber Efendimizin göstermiş olduğu yerleri gösterir. Kanuni önce bir şaşırır “Sen bu olaydan haberdar mısın” der, Sinan da ” Sultanım, Peygamber Efendimiz ile geziniz sırasında bende bir adım gerinizden geliyordum” der…

Süleymaniye Camisi yapılırken zamanın Alman Kralı tarafından mihraba yerleştirilmek üzere kırmızı parlak göreni kendine hayran bırakacak taşlar hediye edilmiş. Tüm saray olayı memnuniyetle karşılarken Mimar Sinan duruma şüpheyle yaklaşmış. Kimilerince bu şüphe yersiz ve nezaketsizce bulunmuş ama Mimar Sinan bu taşların içinde ne var öğrenmek istemiş, padişahında onayıyla taşları kırdırmış ve taşların her birinin içinden “haç ” çıkmış dostlar. Eğer Mimar Sinan’ın şüphesi olmasaymış haça karşı secde ediyor olabilirmişiz…

Mimar Sinan Külliyenin yapımına başladıktan sonra  temelin oturması amacıyla bir süre inşaatı durdurmuş ve bekleme kararı almış. Bu sırada inşaatın  durduğu haberini alan Safevi Şahı bunun ekonomik sebeplerden kaynaklandığına inanarak  Osmanlı ‘yı küçük düşürmek için harika bir fırsat yakaladığını düşünmüş. Hemen bir sandık mücevherathazırlatmış ve  caminin yapımını tamamlamak için kullanılmak üzere padişahın huzuruna göndermiş. Hazine sandığını karşısında  gören Kanuni çok hiddetlenmiş ve tüm hazineyi elçinin önünde toz haline getirtip minarelerden birinin harcının içine koydurtmuş. Rivayet odur ki Süleymaniye camii minarelerinden birinin harcına koyulan bu mücevherler güneşin ışıklarıyla parlarmış.

Mimar Sinan Külliyenin yapımına başladıktan sonra  temelin oturması amacıyla bir süre inşaatı durdurmuş ve bekleme kararı almış. Bu sırada inşaatın  durduğu haberini alan Safevi Şahı bunun ekonomik sebeplerden kaynaklandığına inanarak  Osmanlı ‘yı küçük düşürmek için harika bir fırsat yakaladığını düşünmüş. Hemen bir sandık mücevherathazırlatmış ve  caminin yapımını tamamlamak için kullanılmak üzere padişahın huzuruna göndermiş. Hazine sandığını karşısında  gören Kanuni çok hiddetlenmiş ve tüm hazineyi elçinin önünde toz haline getirtip minarelerden birinin harcının içine koydurtmuş. Rivayet odur ki Süleymaniye camii minarelerinden birinin harcına koyulan bu mücevherler güneşin ışıklarıyla parlarmış.

Caminin 7 yıllık yapım aşamasındaki uzama Kanuni’nin biraz canını sıkmış. O sırada da kulağına Mimar Sinan‘ın caminin orta yerine oturarak nargile tüttürdüğü haberleri gelmeye başlamış. Başta çokta imkan vermediği bu durum daha çok dillenmeye başlayınca kendi gözleriyle durumu gözlemlemek için camiye gitmiş. Camiye vardığında gerçekten de denildiği gibi Mimar Sinan‘ın caminin orta yerine oturup nargile tüttürdüğünü görünce hiddetle Mimar Sinan’dan hesap sormuş. Mimar Sinan’da içtiği nargilede tömbeki olmadığını sadece su olduğunu anlatmış. Bu şekilde vaaz sırasında her yere aynı sesin gidip gitmeyeceğini kontrol ediyormuş. Mimar Sinan caminin her yerine yayılan ses akustiği Anadolu’dan getirttiği 65 adet boş turşu küpünü ağızları dışarı gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirerek sağlamış…

Süleymaniye Cami 275 adet büyük kandille aydınlatılıyormuş ve bu kandillerden çıkan isin camiye ve içindekilere zarar vermemesi için büyük bir havalandırma koridoru yapılmış. Böylece tüm is bir odada toplanmış. Bu toplanan is için bir odada özel bir nemlendirme sistemi kurarak dönemin en dayanıklı, uzun süre kullanılan mürekkebini damıtmış Mimar Sinan. Bu dönemde sarayda yapılan tüm yazışmalarda bu uzun süre silinmeyen mürekkep kullanılmış…