Hidiv Kasrı

Mısır’a atanan Abbas Hilmi Paşa’nın yolu bir süreliğine İstanbul’a düşünce buradan bir ev almaya ve yerleşmeye karar verir

Mısır valisi Abbas Hilmi Paşa 1900’lerin başında Beykoz Çubuklu’daki iki ahşap konağı ve arkasındaki 270 dönümlük araziyi satın alır

Satın aldığı ahşap konakların eski olması nedeniyle Paşa bunları yıktırarak yerine Hidiv Kasrı’nı yaptırır

1907’de İtalyan mimar Delfo Seminati bu iş için görevlendirilir ve dönemin sevilen mimarî tarzı art nouveau bu inşa için tercih edilir

Abbas Hilmi Paşa’nın Mısır’ı işgal eden İngilizler tarafından ‘’Hidivlik’’ unvanı elinden alınır ve bunun üzerine İsviçre’ye gider

Ailesi ise 1930’ların sonuna dek Hidiv Kasrı’nda yaşar ve bu yıllarda İstanbul Belediyesi kasrı satar

Bugün ise İstanbul Belediyesi’nin kuruluşu olan Beltur tarafından işletilir

Kasrın bütünüyle kır çiçekleriyle kaplı birçok noktasından, Boğaz, kesintisiz bir şekilde görülür

Hidiv Kasrı’nda bulunan asansör İstanbul evlerinde kullanılan ilk asansörlerinden de biridir

Bugün çeşitli organizasyon ve faaliyetlerin yapılabildiği Hidiv Kasrı, manzarası ve görkemiyle gidilip görülmesi gereken ve İstanbul’u İstanbul yapan şahane detaylardan biridir